Anafilaksi duyarlı olunan alerjenin alınmasıyla ortaya çıkan şiddetli, yaşamı tehdit eden sistemik bir alerjik reaksiyondur. Besin alerjileri en sık nedenidir. Bu yazıda besin alerjilerine bağlı anafilaksinin sıklığı, nedenleri, bulguları ve korunma ve tedavisini anlatmayı amaçladık.
Besinlere bağlı anafilaksinin sıklığı nedir?
Besin alerjisine bağlı anafilaksi sıklığı yılda 1-70/100 000, çocukluk yaş grubunda (0-18 yaş) ölümcül anafilaksi sıklığı ise 1.81-3.25/milyon olarak bildirilmektedir. Bu oranlar ülkeden ülkeye değişiklik göstermektedir. Son yıllarda besin alerjinin sıklığı hızla artmakla birlikte ölümcül anafilaksi sıklığında artış görülmemektedir. Bunun nedeni olarak bu konuda bilgi ve duyarlılığın artarak gerekli önlemlerin alınmasının rol oynadığı düşünülmektedir.
Anafilaksiye en sık neden olan besinler hangileridir?
Anafilaksiye en sık neden olan besinler yer fıstığı ve ağaç fındıklarıdır (fındık, ceviz, antep fıstığı ve kaju). Fakat küçük çocuklarda en sık neden inek sütüdür.
Bazı ülkelerde daha sık tüketilmesi nedeniyle kabuklu deniz ürünleri de sıklıkla anafilaksiye neden olmaktadır.
Yumurta alerjisi küçük çocuklarda sık görülmekle birlikte nadiren anafilaksiye neden olmaktadır.
Fakat bazı durumlarda anafilaksiye neden olan besin standart testlerle saptanamamaktadır. O zaman akla gizli alerjenler denilen ana besinlere karıştırılan çeşitli besinler akla gelmelidir. Bunlar tarçın, acı bakla, hardal, kırmızı biber, zencefil, kekik ve sarımsak gibi besinlerdir
Besinlere bağlı anafilaksi en sık hangi yaşta görülmektedir?
Besinlere bağlı anafilaksi en sık okul öncesi yaşta görülmekle birlikte ölümcül anafilaksi büyük çocuklar ve ergenlerde daha sık olarak görülmektedir.
Hem anafilaksi hem de ölümcül şiddetli reaksiyonlar yetişkinlerde daha aza görülmektedir.
Besine bağlı anafilakside hangi bulgular görülmektedir?
Besine bağlı anafilakside bulgular ilk 2 saat içinde ortaya çıkmaktadır. ilaç ve böcek alerjilerine göre bulguların şiddetlenmesi biraz daha geç, genellikle başladıktan 30 dakika sonra olmaktadır.
Anafilakside en sık deri olmak üzere kalp, dolaşım ve solunum sistemi etkilenmektedir. Alerjiye neden olan besinle karşılaştıktan kısa süre sonra ciltte döküntü kızarıklık, kaşıntı, dilde ve dudaklarda şişlik, gırtlaktaki şişlik ve bronşlardaki daralma sonucunda ses kısıklığı, nefes darlığı ve astım tablosu, kalp dolaşımının etkilenmesi sonucunda tansiyon düşmesi ve kalbin hızlı atması, bayılma, sindirim sisteminin tutulumu sonucunda kusma ve kramp şeklinde karın ağrısı bulguları görülür.
Besin alerjilerinde ilaç ve böcek alerjilerinden farklı olarak daha çok solunum sistemi etkilenmekte ve onunla ilişkili bulgular ön planda olmaktadır
Bulgular yaşa göre de değişmektedir. Bebeklerde kurdeşen ve kusma, küçük çocuklarda hışıltı ve nefes alırken hırıltı (stridor), büyük çocuklarda da nefes darlığı ve yutma zorluğu en sık görülen bulgulardır
Bazı kişilerde ise bir besin yenildikten sonra 3-4 saat içinde egzersiz yapılırsa anafilaksi gelişmektedir. Bu besinlerin en başında buğday gelmektedir. Fakat değişik besinler de bu duruma neden olabilir
Besinlere bağlı anafilaksi gelişiminde risk faktörleri nelerdir?
Bazı etkenler şiddetli anafilaksi geçirme riskini artırmaktadır. Bunlar alerjenle, kişinin kendisiyle veya tedaviyle ilişkili olabilir.
Alerjenle ilişkili olarak, yer fıstığı ve ağaç fındıkları, süt ve kabuklu deniz ürünleri daha şiddetli reaksiyona neden olurken, yumurta ve soyada bu risk daha düşüktür
Hastanın daha önce astım olması şiddetli anafilaksi için en önemli risk faktörlerinden birisidir. Besinlere bağlı şiddetli anafilaksi geçiren hastaların %70-75’inde daha önce astım tanısı aldıkları bildirilmiştir. Ayrıca daha önce besinlere bağlı geçirilen alerjik reaksiyonlar olması ve adölesanlarda şiddetli anafilaksi geçirme riski daha fazladır.
Tedaviyle ilişkili olarak da adrenalin yapılmasında gecikme ve reaksiyon başladığında hastanın yatar pozisyona getirilmemesi şiddetli anafilaksi gelişimi için risk faktörleridir.
Besin alerjisinin tanısı için hangi testler yapılabilir
Kandan veya deriden yapılan alerji testleri ile hangi besine alerjik olduğu saptanabilir. Tanıyı doğrulamak ve daha ayrıntılı bilgi için moleküler alerji testi yapılabilir. Eğer bu testler sonucunda şüpheli bir durum varsa besin yükleme testi yapılarak tanı doğrulanır.
Besinlere bağlı anafilaksiden korunma ve tedavi için ne yapılmalı?
Çocuğun anafilaksiye neden olan besinden kesinlikle uzak tutulması gerekir. O besine alerjisi olduğuna dair aile çevresindeki herkes ve gidiyorsa kreş veya okul bilgilendirilmelidir. Ayrıca bir künye veya kolyeye o besine alerjisi olduğu yazılabilir.
Adrenalin anafilaksi gelişiminde ilk yapılması gereken hayat kurtarıcı ilaçtır ve en kısa zamanda yapılması gerekmektedir. Adrenalin otoenjektörü (Penepin) kullanmayanlarda ölüm oranı on kat daha yüksek olarak bildirilmiştir. O nedenle besinlere bağlı anafilaksi geçiren veya geçirme riski olan bütün çocuklara mutlaka Adrenalin otoenjektörü reçete edilmelidir. Okula veya kreşe gidiyorsa orada da bulundurulmalıdır. Aile bireylerine, kreş ve okuldaki öğretmen ve bakıcılara nasıl kullanılacağı öğretilmelidir.
Besinin yenilmesi ile anafilaksi gelişmesi durumunda hemen adrenalin otoenjektörü yapılmalı, yere yatırılarak ayakları havaya kaldırılmalı, solunumda sıkıntı varsa suni teneffüs yaptırılmalıdır ve en yakın acil servise götürülmelidir.
Eğer çocuk 4-5 yaşına gelmesine rağmen tolerans gelişmemişse aşı tedavisi (immünoterapi) yapılabilir. Fakat günümüzde sadece süt, yumurta, yer fıstığı ve buğday için yapılmaktadır. Besinler için aşı tedavisinin mutlaka bu konuda eğitimli ve deneyimli olan çocuk alerji uzmanları tarafından yapılması gerekmektedir.